İletişim Bilgileri
info@ilcistanbul.com
Fulya Mah. Yeşilçimen Sk.
Polat Residence No: 12/407
Şişli, İstanbul, TURKEY
Vücudunuz, karaciğer greftini yabancı madde olarak algıladığında, bağışıklık sisteminiz bu "istilacıya" karşı bir saldırı başlatacaktır. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar, bağışıklık sisteminizin yanıtını zayıflatarak karaciğer naklinin reddedilmesini önler. Ancak aynı zamanda, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar sizi enfeksiyonlara karşı biraz daha duyarlı hale getirebilir. İşler durumdaki nakledilen organı korumak için gerekli olan immünosüpresif ilaç miktarı, ameliyattan sonraki ilk aylarda azalır ve böylelikle, enfeksiyon riski de azalmış olur. Bununla birlikte, nakil ameliyatından uzun seneler sonra bile bağışıklık sisteminin baskılanması gerekli olacaktır. Bu nedenle, doktorunuzun izni olmadan, doz kaçırmamalı veya ilaç miktarını azaltmamalısınız.
Nakil ameliyatı olan tüm hastalar tüm ilaçları kullanmaz. Bu nedenle, herhangi bir ilacın immünosüpresif (bağışıklığı baskılayıcı) rejiminiz dâhilinde olmaması sizi telaşlandırmasın.
Aşağıda verilen genel bilgiler, hekiminizin uzmanlık ve görüşü yerine geçmemekle birlikte yalnızca tamamlayıcı niteliktedir. Daha fazla ayrıntı için hekiminize danışınız.
Aşağıda sunulan ilaçların birçok yan etkisi, ilacın geçici olarak azaltılması veya bırakılmasıyla giderilebilir. Bununla birlikte, ilacın azaltılması veya bırakılması hekimin net talimatları olmadan yapılmamalıdır.
Gebe olduğunuzda şüpheleniyorsanız, derhal doktorunuza veya nakil ekibine danışınız.
Siklosporin, T-lenfositlerinin (bir çeşit beyaz kan hücresi) aktivasyonunu engelleyip, yeni karaciğerinize saldırmasını önleyerek etkisini göstermektedir. Neoral genellikle, azatiyoprin ve / veya kortikosteroidler ile kombinasyon halinde oral olarak verilir. Vücudunuzda dolaşan siklosporin konsantrasyonu, bir kan testiyle ölçülebilir ve elde edilen sonuç, gerekli ise kullandığınız dozun ne zaman ve ne şekilde ayarlanması gerektiği belirlenirken kullanılabilir.
Böbrek fonksiyonu anormallikleri, yüksek kan basıncı, diş etlerinin kalınlaşması, yüksek kan şekeri, normalde saç olmayan yerde saç çıkması ve ellerin titremesi (tremor) yan etkiler arasındadır.
Dozaj azaltıldığında, bu yan etkilerin birçoğu önlenebilir veya azaltılabilir. Bu yan etkilerin tamamını veya birçoğunu yaşamayabilirsiniz. Kullandığınız doz zamanla azaltıldığında, yaşadığınız yan etkiler de olasılıkla azalacaktır.
Siklosporin gibi, takrolimus da T-lenfositlerinin aktivasyonunu bloke ederek, onların yeni karaciğerinize saldırmasını önler. Takrolimus genellikle, azatiyoprin ve / veya kortikosteroidler ile kombinasyon halinde kullanılır. Vücudunuzda dolaşan takrolimus konsantrasyonu, bir kan testiyle ölçülebilir ve elde edilen sonuçlar, gerekli ise kullandığınız dozun ne zaman ve ne şekilde ayarlanması gerektiği belirlenirken kullanılabilir.
Takrolimus, böbrek fonksiyonu bozuklukları, yüksek kan basıncı, uyku bozuklukları, yüksek kan şekeri düzeyleri, eller ve ayaklarda uyuşukluk ve karıncalanma ve ellerde titremeye (tremor) neden olabilir. Takrolimus, sıkça kullanılan bazı ilaçlarla etkileşime girebilir. Yeni bir ilaç almadan mutlaka doktorunuza veya nakil ekibine danışınız.
Dozaj azaltıldığınd a, bu yan etkilerin birçoğu önlenebilir veya azaltılabilir. Bu yan etkilerin tamamını veya birçoğunu yaşamayabilirsiniz. Kullandığınız doz zamanla azaltıldığında, yaşadığınız yan etkiler de olasılıkla azalacaktır.
Sirolimus, rejeksiyondan sorumlu özel beyaz kan hücreleri olan B ve T lenfositlerinin inhibisyonuna yol açan bir mTOR inhibitörüdür. Etkisi Neoral ve Takrolimus'tan farklıdır ve dolayısıyla, bu ilaçların böbrek toksisitesi, diyabet ve yüksek kan basıncı gibi birçok yan etkisine sebep olmamaktadır.
Vücudunuzda dolaşan Sirolimus konsantrasyonu, bir kan testiyle ölçülebilir ve elde edilen sonuçlar, gerekli ise kullandığınız dozun ne zaman ve ne şekilde ayarlanması gerektiği belirlenirken kullanılabilir.
Bu tablet, (genellikle) günde bir kez olmak üzere her gün aynı saatte, yemek ile birlikte veya yemeksiz alınır. Sizin için sirolimus ile birlikte siklosporin de reçete edilmişse, bu ilacı siklosporin dozunuzu aldıktan dört saat sonra alınız.
Bulantı, diyare, ağız ülserleri ve akne en yaygın görülen yan etkilerdir. Kan kolesterolü ve trigliserit düzeylerinde artış meydana gelebilir ancak bu yükselme zamanla düzelir. Ayrıca, kanda trombosit veya beyaz kan hücresi sayımında azalma da bildirilmiştir. Dozaj azaltıldığında, bu yan etkilerin birçoğu önlenebilir veya azaltılabilir.
Bir doz almayı unuttuysanız, kaçırdığınız dozu hatırladığınız anda alınız. Eğer bir sonraki dozu alma vaktiniz yaklaşmışsa, unutulan dozu atlayarak, normal dozlama programına devam ediniz. Unutulan dozu telafi etmek için iki doz almayınız.
Prednizolon, organ reddini önlemek üzere veya daha yüksek dozlarda rejeksiyonun tedavisi için yaşam boyu immünosüpresyon için kullanılabilecek bir kortikosteroiddir. Kortikosteroidler, 24 saatlik ritimde vücutta doğal olarak üretilmektedir. Kortikosteroid ilacınızı, vücudunuzun doğal ritmine uygun olması adına sabahları kullanmalısınız.
Tabletlerinizi yemekle birlikte alınız. Tabletleri günde bir kez kullanıyorsanız, sabahları kahvaltıyla birlikte alınız.
Kortikosteroidlerin kısa süreli yan etkileri şunlardır:
Kortikosteroidlerin yan etkileri, uzun vadede alınan doz ile ilişkilidir. Yüksek dozlarda alındığında, iştah ve kiloda artış, vücut yağı dağılımında değişiklik (Cushingoid özelliklerin gelişimi - yüzde şişkinlik, sırtta yuvarlaklaşma), deri ve kemiklerde incelme, kas güçsüzlüğü, yüksek kan basıncı, gastrit, ülser ve reflü, Diyabet, katarakt ve akne oluşumunda artışa neden olabilir.
Bu liste korku verici olsa da, bugünlerde kullanılan nispeten daha düşük kortikosteroid dozlarıyla bu yan etkilerin oldukça nadir görüleceği dikkate alınmalıdır.
Azatiyoprin, hücrelerin bölünme kabiliyetini engelleyerek etkisini gösterir. Her zaman başka immünosüpresanlar ile kombine olarak verilir.
Tabletleri günün herhangi bir saatinde alabilirsiniz, ancak ilacınızı her gün aynı saatte alma düzenine alışmaya çalışınız.
Birçok insan için, Azatiyoprin organ reddini önlemek için yeterli olan düşük dozlarda güvenilirdir. Kemik iliği hücreleri sıklıkla bölünür ve azatiyoprinin etkilerine çok duyarlıdır. Azatiyoprin kullanan hastaların enfeksiyona duyarlılığı artabilir ve hemoglobin, beyaz kan hücresi veya trombosit sayımlarında azalma görülebilir. İlaç geçici olarak bırakılırsa, azatiyoprinin kemik iliği üzerindeki etkileri geri dönüştürülebilir.
Cellcept, rejeksiyon (organın reddi) için çok önemli olan lenfositlerin proliferasyonunu (coğalmasını) baskılar
Bu ilacı belirtildiği şekliyle, yemeklerden bir saat önce boş mideye veya yemeklerden iki saat sonra olacak şekilde genellikle günde iki kez alınız. İlacı bütün olarak yutunuz. İlacı, ezmeyiniz, çiğnemeyiniz veya açmayınız.
Bu ilaç, baş dönmesi, sersemlik, baş ağrısı, bulantı, kusma, diyare, gaz, tremor, ruh halinde değişiklikler veya görme değişikliklerine yol açabilir. Ayrıca, kandaki beyaz hücre veya trombosit sayımlarının düşmesine neden olabilir. Hekimler genellikle ilaç dozunu geçici olarak azaltarak veya ilacı bıraktırarak bu sorunları çözebilir.
Bir doz almayı unuttuysanız, kaçırdığınız dozu hatırladığınız anda alınız. Eğer bir sonraki dozu alma vaktiniz yaklaşmışsa, unutulan dozu atlayarak, normal dozlama programına devam ediniz. Unutulan dozu telafi etmek için iki doz almayınız.
Yakın dönemde, Myfortic yukarıda tanımlanan ilacın (Mikofenolat Sodyum) yeni bir enterik kaplı formülasyonu olarak, üst sindirim sistemini hasardan korumak ve böylelikle Cellcept'in neden olduğu mide bozukluğunu azaltmak üzere geliştirilmiştir.
Bu ilaç, aktif lenfositler üzerindeki IL2 reseptörünü bağlayan bir insan monoklonal antikorudur. İlaç, IL2 reseptörünün hücrelerin (lenfositler) rejeksiyona yol açan proliferasyonundaki önemli etkisini engelleyerek, rejeksiyonu (organın reddi) bloke eder. Diğer konvansiyonel ilaçlarla birlikte verildiğinde, bu ilaçların organ naklinin reddini önlemedeki rollerini artırdığı gösterilmiştir.
Bu ilaç, tuz çözeltisinde uygun oranda seyreltildikten sonra, bir damara (İV) enjekte edilerek verilmektedir. Nakilden 24 saat önce başlayarak, 14 günde bir, her biri 15 dakikalık periyotlarla 2-5 doz halinde uygulanır.
Bulantı, kusma veya mide bozukluğu görülebilir. Ayrıca, alerjik reaksiyon (ürtiker, kaşıntı, nefes alma güçlüğü), baş ağrısı, baş dönmesi, göğüs ağrısı, kollar veya bacaklarda şişkinlik, öksürük, yetersiz yara iyileşmesi ve kas ağrısı da bildirilmiştir.
Flakonlar, ışıktan uzak tutularak 2-8°C'de buzdolabında saklanmalıdır. Çalkalanmaz veya dondurulmaz.
Bu ilaç, aktif lenfositler üzerindeki IL2 reseptörünü bağlayan bir mürin-insan kimerik antikorudur. İlaç, IL2 reseptörünün hücrelerin (lenfositler) rejeksiyona (organın reddi) yol açan proliferasyonundaki (çoğalmasındaki) önemli etkisini engelleyerek, rejeksiyon fenomenini bloke eder. Diğer konvansiyonel ilaçlarla birlikte verildiğinde, bu ilaçların organ naklinin reddini önlemedeki rollerini artırdığı gösterilmiştir.
Bu ilaç, tuz çözeltisinde uygun oranda seyreltildikten sonra, bir damara (İV) enjekte edilerek verilmektedir. Genellikle iki doz halinde uygulanır: İlk doz, nakil ameliyatından önceki 2 saat içerisinde ve ikinci doz ise ameliyattan 4 gün sonra verilir.
Bulantı, kusma veya mide bozukluğu görülebilir. Ayrıca, alerjik reaksiyon (ürtiker, kaşıntı, nefes alma güçlüğü), baş ağrısı, baş dönmesi, ateş, yetersiz yara iyileşmesi, görme sorunları, ruh halinde değişiklikler ve düzensiz nabız da bildirilmiştir.
Flakonlar, ışıktan uzak tutularak 2-8°C'de buzdolabında saklanmalıdır. Çalkalanmaz veya dondurulmaz.
info@ilcistanbul.com
Fulya Mah. Yeşilçimen Sk.
Polat Residence No: 12/407
Şişli, İstanbul, TURKEY